Yazı içindeki tüm fotoğrafları üstlerine tıklayarak büyük boyutlu olarak görebilirsiniz!
Amsterdam seyahatimle ilgili diğer yazılarım:
18 - 22 Nisan 2017 tarihlerinde yaptığım Amsterdam
seyahatimle ilgili yazılarıma, Amsterdam'a kültürel ve sanatsal zenginlik katan
müzeleri ile devam ediyorum. Avrupa'nın pek çok kenti gibi Amsterdam da müzeler
bakımından epey zengin. Farklı içerikte onlarca müzenin olduğu Amsterdam'da
benim gezdiklerimle ilgili notlarımı ve fotoğraflarımı bu yazıda sizlerle
paylaşmak istiyorum.
Amsterdam Tarih Müzesi (Amsterdam Museum)
Amsterdam'da gezdiğim müzeler arasında ilk sırayı,
şehri (tarihi ile) tanımak için gidilmesi gereken bir müze
olduğunu düşündüğüm Amsterdam Tarih Müzesi'ne (Amsterdam Museum)
veriyorum.
Amsterdam Tarih Müzesi gerek girişi gerekse içindekilerle mutlaka gezilmesi gereken bir müze. Müze girişindeki dolaplara eşyanızı koyup, çıkışta (dolabı kullanabilmek için kapaktaki kumbaraya attığınız) paranızı geri alabiliyorsunuz. |
Müzenin yer aldığı binanın orijinal hali Aziz Lucien's
Manastırı'dır ve kuruluş tarihi 1578'e kadar gitmektedir. Bina 1580 - 1960
arasında yetimhane olarak kullanışmış ve binlerce çocuğun evi olmuş. Müze
olarak kullanılmaya başlandığı yıl ise 1975.
Amsterdam'ın merkezinde, Kalverstraat 92 adresinde
yer alan ve her gün 10 - 17 saatleri arasında gezilebilen müze, Amsterdam
bölgesinden elde edilen arkeolojik bulgular ve tarihi eserler, heykeller,
haritalar, giysiler ve mücevherle epey zengin bir içeriğe sahip. Müzede, Amstel
nehrinin ucundaki yaklaşık 1000 kişinin yaşadığı küçük bir yerleşim merkezinin
yüzlerce yılda nasıl zengin ve güzel bir "dünya kenti" haline
geldiği farklı salonlardaki sergilerle ziyaretçilere anlatılıyor.
Müzede yer alan Amsterdam DNA bölümünde
etkileşimli görseller, ilgi çekici objeler ve seslerle şehrin tarihi yaklaşık 1
saatlik bir sunumla anlatılmaktadır. Müzede kalıcı ve geçici olmak üzere
sergiler de bulunmaktadır.
Amsterdam'ın 1625'deki dünya ticaretindeki yerinin anlatıldığı bu bölümde kahveden baharatlara kadar farklı ticari ürünlerin kokularını Amsterdam evlerinin pencerelerine burnunuzu yaklaştırarak hissedebilirsiniz. |
Dünyadaki ilk gay ve lezbiyen evliliğinin yasal olarak gerçekleştiği özgürlükler kenti Amsterdam'da, Amsterdam Tarih Müzesi'ndeki tuvalette tüm insanlar için tek kapı var! |
Amsterdam Kart ile
ücretsiz gezilebilen Amsterdam Tarih Müzesi'ne giriş ücreti (yetişkinler için)
12.5 €. Müzeye Dam Meydanı'ndan 5 dakikalık
bir yürüyüşle ulaşmak mümkün.
Van Gogh Müzesi (Van Gogh
Museum)
Dünyanın en ünlü
ressamlarından biri olan Hollandalı sanatçı Van Gogh’un eserlerinin
sergilendiği Van Gogh Müzesi (Van Gogh Museum)Amsterdam'ın en çok ziyaret edilen
müzeleri arasında başı çekenlerden biri. Ziyaretçilerin uzun süre giriş
sırasında beklemeyi göze aldığı ve ilgiyle gezdiği müzede dünyanın en geniş Van
Gogh koleksiyonu olan 200’den fazla resim, çizim ve mektup yer alıyor.
Geçtiğimiz yıl 2 milyonu aşkın kişinin ziyaret ettiği Van Gogh Müzesi.
|
|
Biletinizi internetten aldıysanız doğrudan karşıdaki cam binanın giriş kapısındaki sıraya gidin. Amsterdam Kart veya Müze Kartı sahibiyseniz (ya da biletiniz veya bu kartlardan biri yoksa) o sırada boşuna beklemeyin ve orta alandaki sıraya girin. Sarı giysili müze görevlileri her konuda güler yüzlü yardıma hazırlar. |
Hollandalı mimar Gerrit Rietveld tarafından tasarlanan plana göre inşa edilen
modern mimarinin güzel örneklerinden biri olan müze 1973 yılından bu yana
ziyaretçilerini kabul ediyor. Kardeşi Theo tarafından toparlanmış Van Gogh
tarafından yapılmış 200'den fazla resim, 500'den fazla çizim ve çoğu kardeşi
Theo'ya yazılmış yüzlerce mektubu bu müzede görmek mümkün.
Toplam dört katın
bulunduğu müzenin bir de ek binası var. Van Gogh’un önemli eserlerinin tümü
birinci katta, kronolojik olarak sergilenmektedir. “Patates Yiyenler” gibi
karanlık, kasvetli eserleri ile başlayan Van Gogh resimleri, St. Remy’deki akıl
hastanesinde geçirdiği yıllarda ve son olarak Auvers’deki (Fransa) yaşamının
son üç ayında yaptığı ıstıraplı resimleriyle bitiyor.
İkinci katta Van
Gogh’un yaşamı ve sanat çalışmaları ile ilgili bilgisayar kayıtlarına
ulaşılabilen bir çalışma alanı mevcut. Üçüncü katta ise birçok eskizi ve daha
az tanınmış bazı eserleri bulunur. Bu kat aynı zamanda konuyla ilgili geçici
sergiler için – Van Gogh’un sanatsal esinleri, diğer
sanatçılar üzerindeki etkileri ve kendisinin etkilendiği Gauguin ve Millet’e
ait eserler – alan
sağlamaktadır.
Van Gogh Müzesi'ne gittiğim gün (sabah müze açılmadan, erkenden) hava soğuktu ve ortadaki sıra alanında müthiş soğuk bir esinti vardı. Hayatımda o denli üşüdüğüm nadirdir (bir ara vazgeçmeyi dahi düşündüm). İçeriye girdiğimde ilk birkaç dakikayı ısınmaya ayırdığım müzenin mağazasından dışarıda bekleyenleri izlemek ilginçti! |
Amsterdam'daki müzeler
bölgesinde (Museumplein 6) yer alan ve her gün 09 - 18 arasında ziyaret
edilebilen bu muhteşem müzeye giriş ücreti (yetişkinler için) 17 €.
Yaşı 18'den küçük olan ziyaretçilerin ve Amsterdam Kart sahibi olanların
ücretsiz girebildiği müze cuma akşamları saat 22'ye kadar açık.
Rijks Müzesi (Rijks Museum)
Kapılarını ziyaretçilerine 1800 yılında "Ulusal Sanat Galerisi" adı
ile (günümüzde Hollanda'nın idari başkenti olan) Lahey'de açan müze, 1808'de
Amsterdam'ın merkezi olan Dam Meydanı'ndaki Kraliyet Sarayı'na taşınmış. Müze
1885 yılından bu yana, kentin en büyük parkı olan Vondelpark'ın
yanındaki müzeler bölgesindeki mevcut binasında ziyaretçi kabul ediyor. Müzeye
giriş ücreti yetişkinler için 17.5 €, Amsterdam Kart ile
ücretsiz!
Rijks Müzesi'nde
17. yüzyıl Hollanda sanatına ait en geniş koleksiyonun yanı sıra Ortaçağ'dan
günümüze kadar çok sayıda obje (heykeller, Hollanda denizciliğini
anlatan gemi maketleri, antik parçalar, kıyafetler) sergilenmektedir.
Bugün sergilenmekte olan 8000'den fazla eserle müze, dünyanın en büyük Flemenk
sanat koleksiyonuna sahiptir.
|
Müzede sergilenen en ünlü
eser Rembrandt'ın (Rembrandt Harmensz van Rijn, 1606-1669) 1642
tarihli "Gece Bekçisi" (The Nightwatch) adlı, kent milis gücünün grup portresinin
olduğu devasa(379.5 cm x 453.5 cm ebatındaki) yağlı boya
tablosudur.
Güncelleme (19/5/2020):
Amsterdam / Rijksmuseum görüntüleme ekibi, Veri Bilimci Robert Erdmann liderliğinde Hollandalı Ressam Rembrandt'nın 378 yıl önce yaptığı "Night Watch" adlı tablosunu 44,8 Gigapiksel çözünürlükte kaydetmiş.
Ortaya çıkan muhteşem görüntüyü şurada izleyebilirsiniz.
Görüntü, üzerine tıkladıkça büyüyor. Detaylar akıl almaz!
|
Hollanda’nın en ünlü ve büyük
müzesi olarak kabul edilen Rijks Müzesi, aralarında Rembrandt'ın çok sayıda
tablosunun yanı sıra Steen, Hals, Vermeer ve diğer önde gelen ressamların
eserlerinin bulunduğu 17. yüzyıl Hollanda resim sanatına ait en kapsamlı resim
koleksiyonuna sahiptir. Müzede eserleri sergilenen sanatçılarla ilgili
bilgilere ve eserlerine şuradan ulaşabilirsiniz.
Jan Adam Kruseman (1804-1862)'ın portrleri ve Cornelis Cornelisz van Haarlem'in tablosu. |
Müzede Rembrandt'ın "Night’s
Watch" adlı tablosundan sonraki
en önemli eserlerden bir diğeri Jan Willem Pieneman'ın "The
Battle of Waterloo" (Waterloo Savaşı) adlı
tablosudur. Victor Hugo'nun Sefiller adlı romanında "Waterloo bir
savaş değildir, dünyanın yüzünün değişmesidir" diye tanımladığı, 18 Haziran 1815
tarihinde Belçika'nın Waterloo kasabasının yakınlarında gerçekleşen savaşın
sonunda Napolyon’un ordusu ittifak yapan İngiltere ve Prusya birliklerine
yenilmiştir.
|
Rijks Müzesi'nde sergilenen en değerli eserlerden biri de 1824 tarihli,
Jan Willem Pieneman'ın" The Battle of Waterloo" (Waterloo Savaşı) adlı
Jan Willem Pieneman'ın" The Battle of Waterloo" (Waterloo Savaşı) adlı
(567 cm x 823 cm ebatındaki) tablosudur.
Savaşın sonunun anlatıldığı ve Rijksmüzesi’ndeki
en büyük resim olan bu eserde, ışığın üzerinde yoğunlaştığı (ortadaki) at
üstündeki kişi Wellington Dükü (“Demir Dük” lakabı olan Arthur Wellesley),
solda yaralı olarak sedyede yatan kişi ise “Waterloo Kahramanı” olarak
anılan William II’dir. Resmin büyük halini şuradan izleyebilirsiniz.
Rijks Müzesi'nin birbirinden güzel ve değerli eserlerle dolu salonlarından...
Yurtdışı gezilerimde kapısını aralayıp içine girmekten büyük keyif aldığım yerlerden biri kütüphanelerdir. Rijks Müzesi de gerek tarihi, gerekse içeriği bakımından önemli bir kütüphaneye sahip. Enine değil boyuna büyük olan kütüphanede yüzlerce metre uzunluğundaki kitap raflarında birbirinden değerli eserler var. Müzeyi gezerken buraya da uğramanızı, bir sandalyeye oturup kitap raflarını izlemenizi ve o güzel havasını solumanızı öneriyorum. Hollanda'nın en büyük sanat tarihi kütüphanesi ile ilgili tüm bilgiler şurada!
Body
World (Beden Dünyası)
Eylül 2012'de Ankara'ya gelen gezici Body World sergisine gidememiştim.
Amsterdam'a gittiğim gün ilk ziyaret ettiğim yer burası oldu. Dam Meydanı'na
birkaç adım mesafede, Damrak 66'daki altı katlı binada ziyaretçi kabul eden
sergi Amsterdam'da görülmesi gerekenlerin -bence- başında geliyor.
Bu sergide, yaşamları sırasında, öldükten sonra
bedenlerini sergilenmesi için bağışlayan insanların cesetlerine plastinasyon
(plastikleştirme) işlemi uygulanarak ortaya çıkarılan bir tür "sanat
eserleri" var. Bir süre önce sizin gibi yaşayan bir insan olan
"ölü" bir bedene bu kadar yakından bakmak ilginç bir deneyim. Sergide
insan bedeninin genel işleyişi ve organlarla ilgili bilgi en gerçek örnekler
var.
Sergi ile ilgili bilgileri şuradan öğrenebilirsiniz.
Giriş ücreti (yetişkinler için) 20 €, biletinizi internetten alırsanız
1 € kârınız oluyor. Kapıda ayak üstü indirim kuponu da
dağıtıyorlar.
Ben sözü fazla uzatmayacağım ve sizi konu ile ilgili internette bulduğum
iki sayfaya yönlendireceğim. Bu sayfalarda gerçekten ilgi çekici bilgiler var!
Birinci kaynak için lütfen buraya!
Diğer kaynak için ise lütfen şuraya!
Amsterdam'daki Body World sergisi ziyaretim sırasında çektiğim fotoğraflar ise
aşağıda!
Kafa yapısı!
|
Farklı aktivitelerde bedenin ve kasların aldığı şekiller.
|
Sergide gerçekten çok ilginç kompozisyonlar var! |
Sindirim sistemi. |
Rembrandt Evi Müzesi (Rembrandt House Museum)
Tanımayanları Rembrandt ile tanıştırdıktan sonra müze
ile ilgili bilgi ve fotoğraflara geçeceğim.
Rembrandt Harmenszoon van Rijn (1606 - 1669). |
Tam adı Rembrandt Harmenszoon van Rijn olan
Hollandalı ressam ve baskı ustasıdır, Rijks Müzesi ile ilgili bölümde de
belirttiğim gibi "ışığın ve gölgenin ressamı" olarak bilinir. Avrupa
ve Hollanda sanat tarihinin en önemli ressamlarından biri olan Rembrandt, Hollanda'nın
bilim, sanat ve ticaret alanlarında büyük bir atılım gerçekleştirdiği Hollanda
Altın Çağı'nda (1585 - 1702) yaşamıştır.
Hollanda'da büyük bir değer verilen Rembrandt'ın adı bir meydana
(Rembrandtplein) verilmiş. En ünlü eseri olan Night Watch'un heykel grubunun
bulunduğu, günün hemen her saati cıvıl cıvıl olan bu meydana mutlaka
uğrayın!
Rembrandt Meydanı (Rembrandtplein). |
Ben, ömrümün geride kalan günlerinden 20 Nisan 2017 Perşembe günü önce Rijks
Müzesi'ne gittim ve dünya gözü ile Night Watch adlı Rembrandt
eserini gördüm. Öğlen ünlü ressamın yaşamının bir bölümünü geçirdiği müzeye
gittim, müzeden sonra da yukarıdaki fotoğrafta görülen meydana giderek kendisi
ile hatıra fotoğrafı çektirdim. Çok güzel bir gündü!
Rembrandt Evi Müzesi (Rembrandthuis). |
Dünyaca ünlü Hollandalı ressam Rembrandt’ın 1639 -1658 yılları
arasında yaşadığı evin 1906’da restore edilerek müze haline getirilmesiyle
oluşturulan Rembrant Evi Müzesi (Rembrandthuis) Amsterdam'ın
merkezinde yer alıyor. Dam Meydanı’na 1 km uzaklıkta (yaklaşık 15
dakikalık yürüme mesafesinde) Jodenbreestraat 4 adresinde yer alan müze 1909’dan bu yana ziyaretçi
ağırlıyor. Yapım yılı 1606 olan bina restore edildikten sonra 1911'de Hollanda
Kraliçesi Wilhelmina tarafından müze olarak ziyaretçilere açılmış.
Rembrandt'ın yaşamına dokunmak keyifliydi!
|
Ünlü ressamın evi ve atölyesi olan binada, tamamı Rambrandt tarafından yapılmış
200'den fazla eser (tablolar, çizimler ve heykeller) sergilenmektedir. Müzede
ressamın kullandığı eşyalar ve araç gereçler de sergileniyor.
Müzenin her yerinde Rembrandt var!
|
Rembrandt evin bir odasında çalışırken, burada yemekleri hazırlanırmış!
|
Her gün 10 - 18 saatleri arasında ziyaret
edilebilen müzeye giriş ücreti yetişkinler için 13 €, Amsterdam Kart ile
ücretsiz!
Ve son olarak resim sanatına (özellikle
Rembrandt'a) ilgi duyan okurlar için içi dolu yazı önerileri vermek
istiyorum:
⇛ Rembrandt'ın acı
dolu yaşamından kestiler şurada!
⇛ Otoportrede açık
ara önde olan Rembrandt için lütfen buraya!
NEMO Bilim Müzesi (NEMO
Science Museum)
Sırada özellikle çocukları ile Amsterdam'ı gezen
aileler için keyifli bir müze önerim var; NEMO Bilim Müzesi (NEMO Science Museum).
NEMO Bilim Müzesi (NEMO Science Museum); geçmişi 1923'e dayanan müze, 1997'den beri Renzo Piano'nun tasarlamış olduğu binada hizmet vermektedir. |
Merkez tren garına (Amsterdam Centraal) 1.5 km uzaklıkta (yürüme yaklaşık 15
dakika) Oosterdok 2 adresinde bulunan
bu keyifli bilim ve teknoloji temalı müze, tasarımı İtalyan
mimar Renzo Piano tarafından yapılan gemi şeklindeki binasında hizmet
veriyor. Beş katlı bina Hollanda'daki en büyük bilim merkezidir ve yılda 500.000'den
fazla ziyaretçi çekmektedir. Kurulduğunda adı Museum van den
Arbeid olan müze, 1997'de adını newMetropolis olarak
değiştirdi. Science Center NEMO adı ise 2000 yılında kabul
edilmiş.
Çok sayıda farklı deneyle ve etkileşimli oyunla donatılmış beş katlı merkezde, hem çocuklar hem de yetişkinler için epey eğlenceli aktivite var. |
Latince “hiç kimse” anlamındaki Nemo, fantastik ve gerçek dünya arasındaki bağı
yaşatan, Hollanda’nın en büyük bilim merkezi olarak kabul ediliyor.
|
NEMO Bilim Müzesi'nin terası nefis bir Amsterdam şehir manzarası sunuyor.
|
Müzenin, giriş/çıkış yapılan kapısından başka bir de terastan çıkışı var. Terastan
aşağıya yürüyerek hemen karşıdaki Ulusal Denizcilik Müzesi'ne (National
Maritime Museum/Het Scheepvaartmuseum) gitmek mümkün. Müzenin terasından çektiğim kısa
video şurada!
NEMO Bilim Müzesi ile ilgili içi dolu bir yazı için lütfen buraya!
Salı - Pazar günleri (Nisan - Ağustos aylarında
pazartesi günleri de açık) arasında 10 - 17.30 saatleri arasında ziyaret
edilebilen müzeye giriş ücreti 4 yaşından büyükler için 16.5 €, Amsterdam Kart ile ücretsiz!
Amsterdam
Halk Kütüphanesi (OBA)
Rijks Müzesi Kütüphanesi'nde nasıl mutlu olduğumu yukarıda anlatmıştım.
Amsterdam'da yaşadığım bir başka mutluluk da, kısıtlı zaman için de olsa
Amsterdam Halk kütüphanesi(OBA; Openbare Bibliotheek Amsterdam)'nde yaşadığım dakikalardı.
Merkez
tren garına (Amsterdam Centraal) birkaç yüz metre uzaklıkta
(yürüme yaklaşık 10 dakika) Oosterdokskade 143 adresinde bulunan
kütüphane, haftanın her günü 10 - 22 saatleri arasında açık.
Amsterdam Halk Kütüphanesi (Openbare Bibliotheek Amsterdam).
|
Kim olursanız olun özgürce giriş yapabildiğiniz kütüphanede, herhangi bir kaynağı kütüphane dışında kullanmak için ödünç almayacaksanız üyelik koşulu yok. Amsterdam'a gittiğinizde mutlaka gezi planınıza burayı da dâhil edin, girin, hayranlıkla katları dolaşın, ilginizi çeken bir bölümde bir süre kalın. Terasındaki kafesinde kütüphanenin farklı bölümlerinde aldığınız keyfi taçlandırın ve muhteşem teras manzarasını göz hafızanıza kaydedin, ve bunların tamamını hiçbir ücret ödemeden yaşayın! Hatta zaman sorununuz yoksa bence burada saatlerce kalın. |
Giriş katının süreli
yayınlara ayrıldığı kütüphanenin alt katı tam bir çocuk cenneti. Birbirinden
güzel tasarlanmış etkinlik alanlarının bulunduğu çocuklara yönelik çok sayıda
doküman, kitap ve oyun araç gereci var. Giriş katından başlayarak kütüphanenin
pek çok yerinde internet erişimine açık bilgisayarlar var. İzleme ve dinleme katında binlerce görsel ve sesli
kaynak (CD, DVD, plak, vb.) ziyaretçilerini bekliyor.
Amsterdam Halk Kütüphanesi (OBA) Benelüks* ülkelerindeki en büyük kütüphane unvanına sahiptir. (*The Benelux Union; Belçika, Hollanda ve Lüksemburg'un oluşturduğu birlik.) |
"The Openbare Bibliotheek Amsterdam (OBA)" Amsterdam'da bulunan tüm halk kütüphanelerinin
ortak adı. Günümüzde Amsterdam ve çevresinde (bu yazıda anlattığım merkez
kütüphanenin dışında) 25 kütüphane var. Yılda yaklaşık 7000 aktivitenin
düzenlendiği kütüphanelerin toplam üye sayısı 170 binin üzerinde, toplam
(yıllık) ziyaretçi sayısı ise yaklaşık 3,5 milyon kişi! Belki de sadece
verdiğim bu kütüphane bilgisi bile, Konya büyüklüğündeki Hollanda'nın 2016
yılında 94 milyar € tarım
ve gıda ürünü ihracatı (Türkiye; 17 milyar €) ve 2015 yılında
da 59 milyon $ yüksek teknoloji ihracatı (Türkiye; 2,3 milyar $) yapabilmesinin
altında yatan nedenleri açıklamaya yeter!
Tam 600 bilgisayardan ücretsiz internet erşimi (üstte),
çocuklara ayrılmış alt kat (ortada) ve çalışmaya ara
verdiğinizde kapısını kilitleyip terasa çıkabileceğiniz
(elektrik ve internet hatlı) çalışma dolapları (altta).
çocuklara ayrılmış alt kat (ortada) ve çalışmaya ara
verdiğinizde kapısını kilitleyip terasa çıkabileceğiniz
(elektrik ve internet hatlı) çalışma dolapları (altta).
Merkez Kütüphane'nin toplam kullanım alanı
28500 m2, 600'ünde internet bağlantılı bilgisayar olmak üzere toplam
oturacak yer sayısı 1200, personel sayısı ise 200. Komplekste ayrıca konferans
salonu, sergi salonu ve kütüphane müzesi var. Dışarıda ise tam 2000 adet
bisiklet için park alanı mevcut.
Binlerce kitap, basılı yayın, DVD, CD, plak... |
Bir kafeteryanın olduğu teras katın manzarası muhteşem.
|
Tasarımı Hollandalı mimar ve şehir planlamacısı Jo Coenen tarafından yapılan kütüphane binasının proje maliyeti 80 milyon €. Sıra dışı kütüphanede iki de radyo istasyonu var; Amsterdam FM yayınlarını birinci kattaki stüdyosundan yaparken, OBA Live dördüncü kattan yayın yapıyor.
Bot/Yüzen Ev Müzesi (Houseboat Museum)
UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne 2010 yılında dâhil edilen Amsterdam'ın 165 adet
kanalında günümüzde yaklaşık 3000 yüzer ev bulunuyor. Toplam uzunluğu 100 km'yi
aşan kanallarda gezerken (gerek tekne turları ile su yüzeyinden,
gerekse kanalların kenarlarında yürürken) ilgi çekici şehir
sembollerinden biri birbirinden güzel yüzen/bot evler oluyor. Kiminin kenarında
veya tavanında adeta bir bahçeyi andıran terası var, kimine minik bir sandal
bağlanmış, her biri ayrı bir yaşam, ayrı bir güzellik.
Amsterdam'daki sıradışı müzede bir sürpriz sizi karşılıyor; Türkçe tanıtım kılavuzu! |
Amsterdam'daki bot evlerden biri olan Hendrika Maria 1914
yılında yük gemisi olarak yapılmış ve uzun yıllar kum ve çakıl
taşımacılığında kullanıldıktan sonra 1967 yılında yüzen eve dönüştürülmüş. Gemi
yüzen eve dönüştürülürken, birinci kısım (güverte kamarası) ve
sonuncu kısım (ön kabin) orijinal olarak bırakılmış. İçinde
1997 yılına kadar bir ailenin yaşadığı gemi (mevcut durumu ile) 1997'de
müzeye (Houseboat Museum) dönüştürülmüş. Prinsengracht
(Prensler Kanalı) 296 numaralı binanın hemen önünde demirlemiş halde
duran bu müze Amsterdam'a gidenler için keyifli bir durak oluyor. Kanalların
kenarlarında görülen bot/yüzen evlerden birinin içini görmek, bu tür bir yaşam
alanına tanıklık etmek gerçekten farklı bir deneyim.
Houseboat Müzesi'nin Prinsengracht sokağından girişi (solda) ve yüzen müzenin içindeki giriş kısmı (sağda). |
Geçtiğimiz yıllarda başlatılan bir proje kapsamında günümüzde Amsterdam
kanallarındaki yüzen evlerin tamamına yakını şehrin kanalizasyon sistemine
bağlanmış durumda.
Yüzen evin bir penceresinden görünen karaağaçlar ve Amsterdam evleri.
|
Müze yüzen evin içinde gezerken kendimi evcilik oyununda gibi hissettim.
|
Houseboat Müzesi'nin minik mutfağından bir köşe (sağda),
Amsterdam'daki satılık yüzen evlerden örnekler bir duvarda sergileniyor (solda). |
Müze pazartesi günler hariç 10-17 arasında gezilebiliyor. Haziran-Ağustos
arasında pazartesi günleri de açık. Yetişkinler için giriş ücreti 4.5 €, Amsterdam Kart ile
giriş ücretsiz!
Hermitage Amsterdam
(Hermitage Müzesi)
Amsterdam'daki
Hermitage Müzesi’nin (Türkçe söylenişi; Ermitaj) öyküsü
1764’te St. Petersburg’da başlıyor. Rus Çariçası Büyük Katerina,
Berlin’de bir müzayededen 200 tabloyu birden satın aldıktan sonra, St.
Petersburg’daki kışlık sarayının yanına bir başka saray daha yaptırıyor ve
aldığı bütün sanat eserlerini buraya yerleştiriyor. Kendisinden sonra
gelen Romanovlar da koleksiyonu zenginleştiriyor ve dünyanın en büyük ve
en eski müzelerinden biri haline gelen saray, 1917 yılından itibaren Devlet
Hermitage Müzesi (SaintPetersburg's State Hermitage Museum) olarak
anılmaya başlıyor.
Amsterdam'da uğranması gereken duraklardan biri; Hermitage Amsterdam.
|
Bugün Hermitage’in 3 milyon objelik bir koleksiyonu var, 1917 yılındakinden 2
milyon daha fazla. Bu yapıtların hepsini birden sergilemek tabi ki
mümkün olamıyor ve başka ülkelerde uydu/şube müzeler kurulması gündeme geliyor,
böylece St. Petersburg’daki Hermitage Müzesi'nin ilk uydu/şube müze
projesi Amsterdam’da hayata geçiriliyor.
Daha önce (1682'den beri) yaşlı kadınlar için huzur
evi olarak kullanılan tarihi yapının müzeye dönüştürülme
çalışmaları 2004 yılında başlamış. Hollanda devleti önce binanın
komşusu olan 17. yüzyıl kilisesinin bir kısmını devletleştirmiş ve
burayı yılda 1 €’ya (evet sadece "bir"!)Hermitage’a
kiralamış, 40 milyon € da özel sektörden toplamışlar. Müze, 19 Haziran
2009 tarihinde Hollanda Kraliçesi Beatrix ve Rusya Başkanı Medvedev tarafından
açılmış ve açılışını takip eden günden bu yana ziyaretçilerini kabul etmeye
başlamış.
|
Günümüzde uydu/şube Hermitage Müzeleri arasında en büyüğü olan Hermitage Amsterdam toplam
12846 m2 alana sahiptir. Bu alanın 2172 m2 'sinde iki büyük sergi salonu ve
sergi odaları bulunmaktadır. Diğer alanlar; derslikler, ofisler, restoran ve
personelin konaklaması için kullanılmaktadır. Müzede, biri Hollanda -
Rusya ilişkilerini kapsayan, diğeri müzenin kurulu olduğu yapının (The
Amstelhof) tarihini anlatan iki sürekli/kalıcı sergi bulunuyor. Geçici
sergiler genellikle 6 ay süreli oluyor.
|
Müzede farklı türden çok sayıda eser sergileniyor.
|
Amsterdam'a adını vermiş olan Amstel
nehrinin kenarında Amstel 51 adresinde bulunan müze her gün 10
-17 arasında açık. Yetişkinler için giriş ücreti 17.5 €, Amsterdam Kart ile giriş ücretsiz!
Het Scheepvaartmuseum (Ulusal Denizcilik Müzesi)
Denizciliğe ve gemiciliğe meraklı olanlar
için Amsterdam'da çok uygun bir müze var; Ulusal Denizcilik Müzesi (Flemenkçesi; Scheepvaartmuseum, İngilizcesi; The
National Maritime Museum). Müze binasın bulunduğu
yer Kattenburger Meydanı'ndan girişi
olan (Kattenburgerplein 1'de) adeta küçük bir
adacık.
Ulusal
Denizcilik Müzesi Hollanda kültürünün deniz yoluyla nasıl şekillendiğini
görmek ve anlamak için iyi bir fırsat sunuyor. Etkileşimli sergiler
ziyaretçilerin 500 yıllık Hollanda denizcilik tarihini keşfetmesini sağlıyor.
Müze 1656 yılında yapılmış muhteşem güzellikte bir tarihi yapının içinde yer
alıyor. Amsterdam'ın dünyanın en büyük limanı ve pazar yeri
olduğu, Hollanda'nın altın çağında cephanelik olarak yapılmış olan
tarihi yapı, 1973 yılından bu yana Ulusal Denizcilik Müzesi olarak
kullanılıyor.
|
Ulusal Denizcilik Müzesi'nin avlusu ve dekoratif çatısı.
|
Özellikle çocukların çok ilgisini çeken müzede (gerçek boyuttaki bir botta
denizde yaşamanın nasıl olduğunun gösterildiği ve buna benzer interaktif
oyunlar mevcut) yaklaşık 2000 adet gemi modeli, denizlerde kullanılan
motorlar, makineler, teknik çizimler, yarış botları ve gemicilikte kullanılan
aletler sergileniyor. Bunların dışında, 17. yüzyıldan günümüze kadar olan
sürede Hollandalı ressamlar tarafından yapılan resimler, posterler, grafikler,
gemi taslakları, bayraklar, gemicilik üzerine fotoğraf ve videolar, deniz
canlıları, dekoratif malzemeler, ulusal ve uluslararası haritalar ile deniz
savaşlarında kullanılan giysi ve silahları da müzede görmek mümkün.
Deniz ve denizcilikle ilgili her şey bu müzede!
|
Müze binasının arka kısmında su içinde bulunan eskiden kullanılan nakliye
gemilerinin bir kopyasında denizlerde kullanılan savaş malzemelerini,
denizcilerin gemide yattıkları, dinlendikleri ve yemek yedikleri yerleri
görebilirsiniz. Amsterdam VOC (VOC; Verenigde
Oost-Indische Compagnie, Hollanda - Doğu Hindistan Şirketi) adı verilen bu gemi ilk olarak 1749 yılında
kullanılmaya başlanmış. İngiltere ile Fransa’yı ayıran Manş Denizi'nde fırtınalı havada yaptığı bir kaza sonucu batmış.
İngiltere’nin bir koyunda 1969 yılında bulunan geminin batığı hâlâ aynı yerinde
duruyormuş. Müzenin yanındaki bu gemi Amsterdam VOC'nin kopyası
olarak yapılmış ve 1991 yılından bu yana sergilenmekteymiş.
Müzenin arka kısmındaki kapalı alanda sergilenen kraliyet mavnası.
|
Ulusal Denizcilik Müzesi (Scheepvaartmuseum) her gün
09 – 17 saatleri arasında açık. Müzeye giriş ücreti yetişkinler için 15 €,
Amsterdam Kart ile ücretsiz! Müzede bir de keyifli atmosferi ve güler yüzlü
personeli ile hizmet veren restoran var.
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder