Yazı içindeki tüm fotoğrafları üstlerine tıklayarak büyük boyutlu olarak görebilirsiniz!
Budapeşte ile ilgili diğer yazılarım:
Szentendre Budapeşte
Budapeşte ile ilgili diğer yazılarım:
Szentendre Budapeşte
Budapeşte gezi yazısında her ne kadar kenti süsleyen bazı heykellerden (Balıkçılar Tabyası'ndaki Matthias heykeli, Tuna kıyısındaki sahipsiz ayakkabılar, Imre Kálmán heykeli, Kahramanlar Meydanı'ndaki heykeller, şehir parkındaki Anonymus heykeli, Ulusal müzenin önündeki János Arany'nin heykeli ve Pál Sokağı Çocukları heykel grubu) bahsetmiş olsam da, kentin hemen her yerine yayılmış olan ve Budapeşte'ye ayrı bir değer katan diğer heykelleri anmadan geçmeye gönlüm el vermedi.
Bu yazıda sizlere, Budapeşte'yi süsleyen, kimisi uzun süredir,
kimisi sadece birkaç yıldır kenti bekleyen heykellerden bahsedeceğim.
Budapeşte'deki heykelleri sizlere anlatırken Macar tarihine de kısa dokunuşlar
yapacağım. Şimdi gelin, bir dünya kenti karakterini ve kimliğini oluştururken, heykeller buna nasıl katkı sağlamış birlikte görelim.
Yazıda yer alan tüm heykeller kentin
Peşte yakasında bulunuyor. Buda yakasından Margit köprüsünü kullanarak ve
Tuna'ya bir selam vererek Peşte yakasına geçelim. Széchenyi rkp (bulvarı) üzerinde Parlamento
binasına doğru yürürken sizi ilk olarak sol tarafta, 1945 - 46 yıllarında ve
1956 Macar Devrimi sırasında Tarım Bakanı olarak görev yapmış Kovács Béla'nın
heykeli karşılayacak.
Macar politikacı Kovács Béla (1908 - 1959). |
Bu heykelin biraz ilerisinde (parlamento
binasına varmadan sağda) Macar avukat, politikacı ve siyasi teorisyen Bibó
István'ın heykeli var. Sovyetlerin baskısına karşı çıkan hükûmeti
ezmek için Sovyet rejimi tarafından yapılan müdahalede parlamento binasındaki
görevini terk eden son bakan o olmuş. Binayı terk etmek yerine kalarak, ünlü
“özgürlük ve hakikat için” başlıklı bildiriyi yazmış. Bibó, 23 Mayıs 1957
tarihinde tutuklanmış ve hakkında müebbet hapis cezası verilmiş, 1963 yılında ise
serbest bırakılmış.
Macar Devrimi sırasında Devlet Bakanı olarak görev yapmış olan Bibó István. |
Parlamento binasının çevresinde (ikisi heykel grubu olmak üzere) tam beş
heykel var. Yürüyüşümüze devam ettiğimizde bizi ilk olarak Macar politikacı, siyaset
bilimci ve Macar Bilimler Akademisi üyesi Tisza adına
yapılmış olan ve benim çok beğendiğim bir heykel grubu karşılıyor. Tisza 1887’den
itibaren parlamentonun üyesi olmuş ve Avusturya-Macaristan 1. Dünya
Savaşı’na girdiğinde başbakanlık yapmış.
Kont unvanlı István Tisza de Borosjenő et Szeged (1861 – 1918) heykel grubu. |
Tisza adına yapılmış olan heykel grubu görselliği ile beni çok etkiledi. |
Tisza adına yapılmış heykel grubunu hayranlıkla seyrederek fotoğraflarken bir gözüm de bu heykel grubunun hemen yakınındaki, Macaristan'ın Avusturya'dan bağımsızlık mücadelesine önderlik eden Macar siyaset adamı, avukat ve gazeteci olan Kossuth adına yapılmış heykel grubuna takılıyordu.
Kossuth Lajos meydanında yer alan Kossuth anıtı heykel grubu. |
Lajos Kossuth (1802 - 1894), 1848 Devrimi'ni izleyen dönemde kısa süreyle
iktidarda kalmış, Avusturya'nın çağrısıyla Macaristan'ın Rus orduları tarafından işgal edilmesinden sonra
ülkesinden ayrılarak yaşamının geri kalan bölümünü sürgünde geçirmiş ve
İtalya’da ölmüştür. Ölümünden sonra Kossuth'un adı Macaristan'da bağımsızlık
mücadelesinin simgesi durumuna gelmiştir. Parlamento binasının hemen yanında
bulunan Kossuth anıtı Macaristan için ulusal bir semboldür ve resmi kutlamalar
burada yapılmaktadır.
Şimdi yavaş yavaş parlamento binasının ana giriş kapısına doğru yaklaşıyoruz. Bu muhteşem yapının (ana kapıya bakış yönüne doğru) sol tarafındaki yeşil alanda şaha kalkmış atının üzerinde Rákóczi'nin heykeli var.
Macar bağımsızlık hareketinin önderlerinden II. Rákóczi Ferenc'in heykeli.
|
Şimdi size ilginç bir bilgi vereceğim. Asiller meclisi tarafından 1705
yılında Macaristan prensi olarak ilan edilen Rákóczi, 59 yıllık ömrünün son 20
yılını Tekirdağ'da yaşamış ve orada ölmüştür. Rákóczi'nin Macaristan'da başlayan ve Tekirdağ'da sonlanan
yaşamını merak edenler şuraya bakabilir.
Rákóczi'nin Tekirdağ'da yaşadığı ev günümüzde müze olarak kullanılmaktadır. Yolunuz Tekirdağ'a düşerse, ülkesi için bağımsızlık mücadelesi vermiş bir prensin, ülkesinden uzakta yaşamak zorunda kalırken ruhunun ne kadar acı çekiyor olmuş olabileceğini düşünmenizi öneriyorum. Bugün Tekirdağ'daki bir sokakta çocuklar cıvıl cıvıl sesleri ile oynarken, sokak tabelasında Rákóczi Sokağı yazmaktadır.
Rákóczi Ferenc ile vedalaşıyor ve parlamento binasının çevresindeki
yürüyüşüme devam ediyorum. Binanın (Buda yakasına bakış yönüne göre) sol
tarafında kalan bölümün önündeki geniş alanda atının üzerinde, tüm heybeti ile Tuna'yı selamlayan, Macar devlet adamı Gyula Andrássy'nin heykeli var.
Gyula Andrássy'nin heykeline sırtımı dönüyorum ve
yönümü Tuna kenarına doğru çeviriyorum. Tuna kenarına inerken merdivenlerde
oturmuş, yılgın ve cılız bir adamın Buda yakasına doğru düşünceli bir halde
baktığını görüyorum. Macar şiirinin temsilcisi olarak kabul edilen Attila József'in bu haline
kayıtsız kalmak, onun derdine ortak olmaya çalışmadan oradan geçip gitmek
mümkün değil.
Macar halkı tarafından çok sevilen şairlerden biri
olan Attila József (1905 - 1937) yaşamının bunalımlı bir döneminde (1937
yılında) kendini hareket halindeki bir trenin önüne atarak yaşamına son vermiş.
Şiirlerinin konusu fakirlik ve işçi sınıfının yaşamı olan şairin anısı kentin
en işlek yerlerinden birindeki heykeli ile yaşatılıyor.
|
Tuna nehri kenarındaki kaldırımda yürümeye başlamadan önce, Attila József'in heykelinin tam arkasındaki yönde (yaklaşık 400 m geride) bir köprünün üzerinde beni bekleyen Imre Nagy'ye (1896 - 1958) uğruyorum. Yaşamı boyunca iki kez Macaristan Başbakanı olarak görev yapan Macar siyasetçi, Sovyetler'in Macaristan'ı işgali sırasında işbirlikçi hakimler tarafından "vatana ihanet" (!) suçuyla yargılanmış ve asılarak idam edilmiş.
Düşünceli bir halde parlamento binasına bakan Imre Nagy. |
Şimdi sırada Budapeşte yazımda bahsettiğim Tuna kenarındaki
sahipsiz ayakkabılar var. Anıtta Nazilerin 2. Dünya
Savaşı sırasında yaklaşık 6 milyon Yahudi'ye yaptığı sistematik soykırımı ("holokost") anlatan
anıtta; Naziler tarafından kurşuna dizilerek Tuna Nehri'ne atılan Yahudilerin
geride bıraktıkları ayakkabıları canlandırılmış.
Macar heykeltraş Gyula Pauer'in yaptığı ve 16 Nisan 2005 tarihinde
açılan anıtın tasarımcısı Türk kökenli Macar yönetmen Can Togay. |
Margit köprüsünden Peşte yakasına geçerek başladığım yürüyüşümde şimdiye kadar 9 tane heykeli gördüm ve fotoğrafladım. Budapeşte'ye giderseniz size kolaylık olsun diye yazının bu satırına kadar bahsettiğim heykelleri bir kroki üzerinde işaretledim. Yeter ki siz Budapeşte'ye gidin!
1: Kovács Béla, 2: Bibó István, 3: Tisza, 4: Kossuth,
5: Rákóczi, 6: Gyula Andrássy, 7: Attila József,
8: Imre Nagy, 9: Tuna kenarındaki ayakkabılar. |
Sırada Peşte yakasında Budapeşte'ye farklı bir kimlik kazandıran diğer heykeller var. Bu defa ters yönde (Erzsebet Köprüsü'nden Zincirli Köprü'ye doğru) yürüyorum. Erzsebet Köprüsü'ne sırtınızı döndüğünüzde, köprüden sadece 150 m uzakta küçük bir meydan göreceksiniz. Macar Devrimi'nin (1848) en önemli kişilerinden biri olan Sándor Petőfi'nin (1823-1849) adını taşıyan meydanda (Petőfi tér) şairin güzel bir heykeli var.
Macaristan'ın ulusal
şairi olarak kabul edilen Sándor
Petőfi'nin heykeli, "Namzeti dal" ve Petőfi'nin "Namzeti dal" adlı şiiri okurken resmi. |
Macaristan'ın ulusal şairi olarak kabul edilen şair, Macar Devrimi'nden esinlenen ve özgürlük savaşında önemli yeri olan Nemzeti dal (Ulusal şarkı) şiirinin yazarıdır. Segesvár Savaşı'nda öldüğü sanılmaktadır.
Budapeşte’ye gidenler mutlaka (en
azından Buda Kalesi’ni karşıdan seyretmek için) Peşte yakasında Zincirli Köprü
ve Erzsebet Köprüsü arasında kalan kaldırımda yürürler. Bu yürüyüş sırasında
başı epey kalabalık bir heykel dikkatinizi çekecektir. Belgrad iskele
yolunda (Belgrade rkp) bir demir tramvay korkuluğu üzerinde
oturmuş, sırtını Buda yakasına ve Tuna’ya vererek Peşte’yi seyretmekte
olan Küçük Prenses (Little Princess, Macarca;
Kiskirálylány szobor) heykelinden söz ediyorum.
Küçük Prenses (Little Princess, Macarca; Kiskirálylány szobor) heykeli. |
Bu bronz heykel 1989 yılında kentin
bir parçası olmuş ve giderek artan bir ünle günümüzde Budapeşte’de mutlaka
görülmesi gerekenler arasında yerini almış. İlk bakışta erkek çocuğunu andıran
heykel, heykeltraş Laszlo Marton’un prenses taklidi yapan 5 yaşındaki kızı
Eve’yi tasvir ediyor.
Erzsebet Köprüsü'nden Zincirli Köprü'ye doğru yürümeye devam ediyorum. Küçük Prenses'le vedalaştıktan kısa bir süre sonra karşıma kaldırıma tuvalini koymuş ve Zincirli Köprü'nün resmini yapmakta olan bir ressam çıkıyor.
Zincirli
Köprü'nün Peşte ayağında yeşil alanı ile dikkat çeken Széchenyi István
meydanında (yeşil alanın sağ tarafında, ressam Ignác
Roskovics heykeline yakın tarafında), üst kısmındaki koltuğunda, Macar devlet adamı ve
Adalet Bakanı Ferenc Deák’in keyifle oturduğu
güzel bir heykel grubu var.
“Ulusun bilge kişisi” (The Wise Man of the Nation) olarak anılan Ferenc Deák heykeli. |
Peşte yakasının bu bölümündeki dört heykeli yine bir kroki üzerinde göstermek
istiyorum.
|
Sevgili okur, yazının sonuna geldin.
Budapeşte
gezi yazımda bahsettiğim heykellere, bu yazıdaki on üç heykeli
de ekleyince, Budapeşte'nin güzelliğine güzellik, değerine değer katan heykellerden
yaklaşık yirmi tanesini sizlere sunmuş oldum. Belki bu yazıdaki heykellerden
bazılarını Budapeşte'de görmüştün, heykel hakkındaki bilgiyi bu okuma sonunda
edindin. Belki de bir gün Budapeşte'ye gideceksin ve o güzel dünya kentinde
gezerken bu heykelleri göreceksin ve bambaşka bir şekilde bakacaksın.
Sayfama yaptığın ziyaret için teşekkür ediyorum.
Dilerim keyifli bir okuma ve
fotoğraf izleme olmuştur.
Sayfayı takip etmeni, arada bir uğramanı ve eşe dosta
tavsiye etmeni rica ediyorum.
Saygı ve sevgi ile...
Sümer Özvatan
Sahil de ayakkabılar... çok etkileyici.
YanıtlaSil